Canım oğlum.. Şehzadem Mehmet Ege... Canım kızım Minik Prensesim Nilsu...
6 Haziran 2015 Aydın Ortaklar
6 Haziran 2015 de olacak olan sünnet hazırlıklarımız 4 Haziran'da başladı. Öğleye doğru bir çok bayan geldi. Hamur kesme ve yuvalama için. Gelirken herkes bir hamur işi getirmişti. Sonra onları ikram ettik çay eşliğinde.. Tam bir imece usulü düğün hazırlığı oldu. Eltim Dilekle beraber aşağıya yukarıya in çık .. İkramlıklar ve çaylar için.. Bende hamur kestim.. Yaprak sardım.. Azıcıkta sıkma yuvaladım..Yorucu bir gündü. Bir çok kadının emeği geçti. Buradan herkese teşekkür ediyorum.Akşama doğru annemle ananemle geldiler. Kardeşim Hasan getirdi. Düğün hazırlıkları için onlarda yanımdaydı.
Ertesi sabah güne skandalla uyandık. Etler gelmişti sabah erkenden ve herkes et doğramak için aşağıya inmişti. Kayınvalidem ve annem.. ananem uyuyormuş. Neyse saba 9 a doğru uyandım ve kaltığımda koridorda kayınvalidem ananen nerede? diye bana sordu. Ben de ne bileyim yanınız da değilmi? dedim. O da yok hayır dedi. Panik halde odalara baktım. ananem yoktu. Ahmeti kaldırdım kalk ananem yok diye. Ahmet de şaka mı diyor bana.. Yooo hayır yoktu.. Üst katları kontrol ettim yoktu. Aşağıya anneme haber verdim . annem panikledi. Ahmet diyor ki ayakkabılarına bak.. duruyormu.. Baktım duruyor.. Ahmet... sence ananem hangi ayakkabıyı giydiğini öenmsemişmisir dedim.. Ayakkabı kapının önünde ama kendi yok.. hemen pijamamın üstünü çıkarıp tşört giyip .. Egenein bisikletine atlayıp Ortaklar sokaklarında ananemi aramaya başladım.. Ahmet arabaya atladı.. Babam öylesine.. Annemler de sokaklarda koşarcasına.. Kayınpederim karakola gitti. Belediyeden anons edili. Sokaklarda panik halde dolaşırken hep denk geliyorduk birbirimizle. Ama ananem yok.. Alzahmir hastası.. aklıma kötü kötü senaryolar geliyordu. Tren kalkerken trene binen yolculara baktım. Trene binip gitse...... Allah korusun. Neyseki çarşının ortasında denk geldim kayınpederim dediki... ananen şu arabanın içinde... Gittim baktım içinde.. Ohhh dedim.. Gencin birini durdurmuş.. Çocuğum ben kaybol
dum demiş.Çocuk da onu aklı başında zannedip Ortaklarda dolaştırmış.. Burası mı burası mı teyze diye diye... Neyseki anonsu duymuş ve Belediyeye getirmiş. Yaa kabus ananem bulununca sona erdi... Ananem evden çıkarken bu arada Ahmetin ayakkabılarını giymiş.. (: (: Hah aaahhhaa ha .. çok kommikti bu kısmı... Ah ananecim.. Oysa eşyalarına o kadar düşkün dü ki.. Nasıl kendi ayakabılarını giymeden gider.. Ama o küçük çantasını unutmamıştı çıkarken.. Çılgın... Neyse bulduk ya.. Derin nefes aldık..
5 Haziranda akşama kadar etler doğrandı.. 2 düve kesilmişti. Etler uzun sürdü tabi.. Akşam yemeğimiz oldukça kalabalıktı ve.. Kelle ve işkembe çorbası.. Yaprak sarması. Kuru fasulye pilav kızartma... Bir gün önce emek veren herkes yemeğe geldi.. Yakın akrabalarda. Sünnet düğünü başlamıştı çoktan.. Kardeşlerim Yusuf ve Erollar da geldiler.. Gece Ortaklarda lunapark vardı. hep beraber orayı gezdik.4 gece üst üste gezmiş oldum. Kardeşlerim otelde kaldılar.. Annemler ve biz evdeydik..
6 Haziran 2015 sabah 8 de davullar çalmaya başladı. Erkekler keşkek dövüyordu.Davul zurna eşliğinde. Ege çok uykusuzdu. Nilsu da öyle gece geç yattılar. Ama sabah erkenden kalktılar. Nilsu haliyle eziyetliydi biraz. Egeyi banyo yaptırdım. Kendim yıkandım. Ve kuföre gittim. Saçımı fön çektirdim. Geldim giyindim.. Ve davetliler gelmeye başladı.. Sürekli birileri geliyor. Sürekli birilerini öpüyordum. Öpüyordum.. Islak terli yanaklar.. Yanaklarımı tükürüklü öpenler... İşin en zor kısmı.. Öpüşme anları..
Yetişemiyordum gelen bayanlara.. Ellerinde hediyeleri (okuntuları.. tabak -bardak- tencere tarzı) arkamda duran Fadime'ye veriyordum. O içeri koyuyordu.. Elimi sadece arkama bakmadan arkaya uzatıyordum ve eşyalar alınıyordu elimden. Sonra arka hediye toplayıcım Galibe ablaydı. O daha profesyoneldi. Daha elime değer değmez poşetleri kapıyordu.. Çok rahatlattı beni. Kimisi para veriyor. Kimisi hediye. Erkekler zarf içinde para verdiler Ahmete veya babasına.. Onlarda getirip getirip bana verdiler zarfları. Okadar kalabalık oldu ki..İnsanları öpmeye yetişememekten belli oluyordu. Her yer insandı. Mevlüt okundu yemekler yerken.. Mevlüt bittikden sonra da ilerleyen saatlerde rakı sofraları kuruldu. Rakıya eşlik edebilecek ezine peynir kavun et kavurma ile masalar donatıldı.Erkeler tadını çıkardı.
Sevgili iş arkadaşlarım ve eşleri ile geldiler. Yanımda oldular. Renk kattılar düğünümüze..
Sünnetimize Egenin sınıf arkadaşlarının aileleri ve Öğretmenimiz Engin Bey de geldiler. Ayrıca renk ve mutluluk kattı. Fayton eşliğinde yürüyerek konvoy yapıldı.
Payton alabildiği kadar çocuk bindirdi arabasına. Değişik oldu. Yolda bir ara duruldu ve harmandalı oynandı.Konvoydan sonra evin önünde çocuklar dans ettiler oynadılar.
Veliler yaya eşlik etti.
Ege malesef hiç oynamadı. Öğretmeni azıcık ısrar etti oynaması için.. Ağlamaklı bir hal takınıp yanıma geldi.
Öğleden sonra 5 de kuaföre gittim.. Bekle bekle sıra bana en son geldi.. Düğün sahibi olarak en son ben çıkabildim kuaförden. Ege arayıp duruyordu anne beni kim giydirecek.. Ahmet almaya geldi Egeyle beni. Nilsu yanımda uyumuştu kuaförde azıcık dinlendi. O uykulu bir halde iken saçını yaptırdım. Tacını taktırdım kuaföre. Bende taçımı taktım bu arada..
Eve bir geldik ki giyeneceğiz.. Giyenecek oda yok.. Her yer misafirle dolu.. Eşyaların biri o odada biri öbür odada herkes kapı kilitliyor giyineceğiz diye.. Ahmetin takımını al o odadan öbür odadan ayakkabısı.. Ahmet banyoda giyindi.. Nilsunun gelinliğini bulamıyorum. Her yer karışık.. Kalabalık birbirine girmiş durumda. Neyseki giydirdim çocuklarımı ve giydi Ahmet hooooopppp sıyrıldık kalabalıktan.. Havuza gittik. Açık hava mis gibi. Sakin iyi geldi bir an nefes aldım. Havuz masmavi.. Karşıda yemyeşil dağlar.. Beyaz lila masa düzeni.. İç açıcı...Yüzüm gülmüştü...
Bu arada bir sigara molası vereceğim.. Yazabilmek için..
Sünnetimde en çok özendiğin beklediğim an gelmişti çok mutluydum. Giyinmiştik. Harikaydık.
Hepimiz ve çok mutlu bir şekilde gelmiştik. Gündüzünde herkesi yedirdik içirdik bol bol . Yemekler boldu. Katılım çoktu. Gündüz beklentiye cevap vermişti. Sıra gecemizde idi.
Ama ama hava bulutlandı..
Düğün başlamadan yağmur çiselemeye başladı..
Vee panikledim . Stres olmaya başladım..
Düğünü başlatmak istedim hemen ama..
Kayınvalidemler kayınpederim yoktu..
Çoğu kişi yoktu ortada..
Bekliyordum çaresizce..
Saat 8 i geçmişti ki..
Evet evet düğünümüz başladı..
Mehteran eşliğinde Ege bir tahtla sahneye taşınırken biz de arkasından eşlik edip masamıza geldik.
İlk dans müziğimiz Kayahan dan Sen Her Şeysin şarkısı olacaktı onunla giriş yapacaktık. Orkestra ilk şarkıyı yanlış girince bekledik.. Veeee
Seninle her şeye varım ben
Sen benim uğurlu yolumsun
Yıldızlara yürürüm senle
Sen iste canım senin olsun
Sen her şeysin
Canımı canına katabilirsin
Cayarsam senden
Beni şu ateşe atabilirsin
Sen sen benim için
Teksin bu dünyada
Meleksin bebeksin her şeyimsin benim
Yaşayamam sensiz yaşamam asla
Doyulmaz balımsın kelebeksin
Sen sen benim için
Sıcak bir güneşsin
Bugünlerin yarınlarım her şeyimsin benim
Göstermesin tanrım yaşatmasın bana
Nefes bile alamam yokluğunda
Sen sen benim için... Bu da bizim şarkımız.. Sözleri harika...
İlk dans ve bir kaç hareketli müzikle devam ediyorduk ki..Yağmur çiseledi..Ve müzik ara verdi..
Biraz bekledik geçti ve devam ederken.. Yağmur azıcık daha attı..Damlaları azıcık daha iriydi.. Söke'de bardakdan boşanırcasına yağmur yağıyormuş.. Duyumlar geliyordu.. Eyvah dedik yağmur bu tarafa da gelir..Ne yapsak ne yapsak derken.. Kapalı düğün salonu arandı ve.. Acil apar topar davetliler ve orkestra biz oaraya taşındık.. Tabi orası önceden ayarlanmadığı için dağınıktı.. Ama bu eğlence devam etmeliydi..Ve orda devam ettik.. İçim buruktu.. O güzel havuz başında olmadı... Ama yine ailemiz ve en yakın arkadaşlarımız ve bizi önemseyen kişiler oradaydı. Orada devam ettik düğünümüze.. Kına gecemizi yaptık..Avucunun içine kına yakılan Ege hiç de mutlu değildi.. Kısa bir süre sonra kınayı attım elinden.. Islak mendille sildim elini temizledim..
Takı törenimiz sırasında Ege baktı ki oooo paralar ve altınlar geliyor kuzu kuzu durdu.. Çok hoştu..
Pastamız kesildi.. Verilen tabaktan Ege'ye yedirmek istedim.. O benim değil diyerek yemedi.. Sonunda pastasından da yiyemedi..Ben de yiyemedim.. Hep derler ya.. Kendi düğünümüzde yemeklerimizden yiyemedik diye.. Doğruymuş.. Heyecandan ve misafirlerle ilgilenmekten rahat rahat yiyemiyormuşuz anladım...Düğünüm sonrası tam 4 kilo zayıflamış buldum kendimi...
Düğün sahibi olunca herkesle ilgilenmek ve herkese yetmek istiyorsun.. Herkese merhaba diyorsun ama.. Doya doya ilgilenemiyorsun.. Azar azar ilgiyi eşit dağıtmaya çalışıyorsun..Bu da düğün sahibi olmanın zor yanlarından.. Misal ailemle doyasıya oynamak ve onlarla bol bol resim çektirmek isterdim ama olmuyor işte..Herkes bizi önemsemiş gelmiş sağ olsunlar.. Bizde onları önemsediğimizi hissettirmeliyiz dimiii ama....
Sonunda düğünümüz oldu da bitti maşallah.. Kapalı düğün salonunda da devam etti eğlencemiz ama... İçimde bir burukluk kaldı malesef.. Üzüldüm düğünümün havuz başında tamamlanamadı.. Ama teselli bulmak lazım.. Her şerde bir hayır vardır diyerek.. Kısmet değilmiş.. Her şeye rağmen Mutlu bir düğün oldu.. Kimseye bir şey olmadı.. Nilsucum çok başına buyruk kaldı ama bir sıkıntı olmadı.. İçenler oldu bol bol.. Ama hiç taşkınlık olmadı.. Çok kişi geldi.. Kimsenin tadı kaçmadı.. Kalp kırılmadı.. Güzellikle başladı güzel bitti... İnşallah oğlumun ve kızımın düğünlerini yaşarız...
canım coçuklarım... sultanım ve şehzadem...
Kınasında hiç yalnız bırakmayan Emre..