2 Ağustos 2017 Çarşamba

Marmaris Martı Otel Tatilimiz..

Doğumdan önce çocuklarla eğlenmek ve dinlenmek için 03 - 07  Temmuz 2017 tarihleri arasında Marmaris Martı Otele gittik.Ege açık büfenin tadını çıkarırken ,Nilsu da Mini Club'ın tadını çıkardı. Havuzda eğlendiler çok güzel.. Dans ettiler. Bizde ağaçların altında 5 gün yedik içtik yattık. Çok iyi geldi.
Marmaris doğal güzelleri gerçekten harika..Tatilimizden hafızalarda kalan kareler ...
ilk gün dart atışında Ege ikinci oldu ve dart saatlerini iple çekti. Gayet iyi atışlar yaptı oğlum.

Porofino mu hayır.... Marmaris..  (:

Nilsu hiç peşinden ayrılmadığı mini clup teacher'i..

Baba kız deniz keyfi..

ve ağaçların altındaki dinlence anları.....


Mini clup gecesinden....Dans show..


ailecek......


Sevgili Ege tatil için diyor ki:çok iyi bir tatildi yemekleri çok güzeldi ve havuzları denizide vardı
animasyon geceleri çok eğlendim güldüm odaları güzeldi benim için en önemlisi tatlı ve havuzdu.

Güzel anılarla eve dönülen ,güzel bir tatil daha bitti... 

ANTALYA PAPİLLON AYSCHA HOTEL

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği eğitici eğitimine 09- 13 Mayıs 2016 tarihleri arasında  Antalya Papillon Ayscha Hotele görevli olraka iderken çocuklarımı ve kayınvalidemi de götürdüm. Onlar tatil yaptı ben eğitim aldım. Eğitim sonraları güzel anlar geçirdik. tesadüf ki Ahmetinde aynı hafta ve 5 km ilerde başka bir otelde Biyosidal Mesul Müdürlük eğitimi vardı. Eğitim sonrası beraber çocuklarla ve arkadaşlarla güzel zamanlar geçirdik.








Mardin Gezisi



Ahmet'in iş güvenliği eğitimi dolayısıyla Ulusal çalışan Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu Mardin'de gerçekleşti. 17 - 20 Mayıs tarihlerin de mardin de idik. Oysa aynı tarihlerde Hollanda Amsterdam'a da biletimiz vardı. Hamileliğim ve Hollanda ile olan diplomatik kriz yüzünden gitmekten vazgeçtik. herhangi bir mağduriyet yaşamamak için. Hayaller Amsterdam, gerçekler Mardin oldu.
Kültürler ve dinler şehri.. Mardin.
Fena da olmadı. Çok kültürlü renkli mitolojisi olan Mardin gördüğüm ilk doğu ili oldu.  Kültürler medeniyeti Mardin. Mezopotamya olarak da adlandırılıyor.
Üniversitesinin adı Artuklu Üniversitesi.
Mardin Hilton Garden da kaldık. Odada bol bol yatıp dinlenme fırsatım oldu. Gittiğimiz ilk gün eski Mardin merkezi yürüyerek gezdik.Yeni Mardin'de gezi otobüsü ile panoromik tur yaptık. Oldukça şehirleşmesi güzel bir il. Yüksek katlı binalarla il olduğunu hissettiriyor, Muğla'dan fazlaca.
Bir tur şirketi ile son gün Cuma günü tam gün gezdik. Nusaybin, Midyat, Dara kötündeki harebeleri görmek de kısmet oldu.


Mor Gabriel süryani kilisesine gittik. Midyat'taki bu manastırın ölen papazları, manastırın yan tarafındaki mezarlığa, oturur pozisyonda ve doğu yönüne bakacak şekilde gömülüyorlarmış.
hz. İsa'nın dirilmesinin doğu yönünden olacağı inancına ve o'nun karşısında yatar pozisyonda olmama isteğine dayanıyormuş bu uygulama.




















Meşhur süryani şaraplarının olduğu mahsen satış yeri.. Bir şişe aldık.. İlerde bir gün içeriz...



Mezopotamya ovasına yukarıdan bakan fecri Mardin cafesi.. Otantik bir ambiyansı var. Tarihi bina.. manzara müthişti. Bir dibek kahvesi ile taçlandırdık. Ahmet'in arkadaşları ile...





Nusaybin Devlet Hastanesi alt resimde..Üstteki binalarda Nusaybin yeni yerleşimler. Yol boyunca Suriye sınırına paralel ilerledik. Mardin'e dönerken .. Sınıra yakın ilerlemenin ve geçtiğimiz aylarda Nusaybin'de yaşanan o kötü anların hafızalarda canlanması ile yolculuk biraz ürpertici biraz heyacanlı idi..Bu ülkeye huzur ve güvenin gelmesini diliyorum.



Dara Köyü Harabeleri
 Mardin’in 30 km. güneydoğusunda bulunan Oğuz köyünde yer almaktadır. Tarihte Yukarı Mezopotamya'nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, İmparator Anastasius'un (491-518) girişimleriyle 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğunun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kurulmuştur. Burada şirin bir köylü kızı doğadan yaptığı tacı bana çok güzelsin diye verdi. Önce almak istemedim. Israr edince anladım ve aldım.  Bahşiş istiyordu.. O tacı getirirken kurudu ve ufalandı malesef..










Mardin'de sempozyum sonrası Otel Maridin de kaldık.. Müthiş bir eski binadan otele dönüşmüş. Çok keyifli idi. Taş konak.. İçindeki eşyalarla birlikte uyumlu. Gecesinde bir sıra gecesi yaşadık.. Mardin müzikleri eşliğinde.. Bu otelden de menun ayrıldık.. Eski Mardin girişinde merkezde gezinmek için konumu çok uygun...







Yol üzerinde Beyaz su dedikleri  Midyat  ve Nusaybin ilçelerinin  yer alan Beyazsu deresi bir vadi içerisinde Nusaybin’e doğru akıyor. Etrafı yeşillik ve piknikcilerle dolu.Biz oraya vardığmız da yağmur bastırınca çabuk ayrıldık.Suyu berrak değil bulanık beyaz göründüğü gibi...


Midyat Konuk evi ziyaretçi akınına uğramış durumda. Çok kalabalıktı.


Deyrulzafaran Manastırı 

İsa’dan sonra 5. yüzyılda inşa edilen Deyrulzafaran Manastırı, muhteşem mimarisi yanında Süryani Kilisesi’nin önemli merkezlerinden biridir. 1932’ye kadar 640 yıl boyunca Süryani Ortodoks patriklerinin ikametgah yeriydi.

Manastır, Mardin’in 4 kilometre doğusunda, şirin bir dağ yamacında, Mardin Ovasına hakim bir noktadadır. Üç kattan oluşan Manastır 5. yüzyıldan başlayarak farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18. yüzyılda kavuşmuştur. Farklı zamanlarda yapılan eklentilere rağmen Manastır’ın adeta tek bir zamanda inşa edildiği havasını vermesi, bu eklenti binaları yapan mimarların ne kadar maharetli olduklarını gösteriyor.
Mardin'de gümüş işçiliği çok yaygın. Gümüşcü dükkanlarından çıkmak mümkün olmuyor. Bütçemin izin verdiği kadar telkari ve gümüş yüzükler aldım. hala aklım kaldı bazı takılarda... 

Mardin klasiği Rıdo'da kebap da yedik. Yapılması gereken ve görülmesi gereken bir çok yeri gördük.. Hamileliğimin 7. ayına rağmen iyi gezebildik. Çok şükür. Güzel anılarla evimize çocuklarımıza döndük.