12 Kasım 2014 Çarşamba

BODRUM'da Doğum Günü Kutlamak Böyle Bir Şey....


BODRUM DA DOĞUM GÜNÜ KUTLAMAK BÖYLE BİR ŞEY...




  AHMET & ŞUKRİYE





BODRUM da taş olsan aşka gelirsin 


Ahmet kendi doğum günü için kendi bir program yaptı. Bodrum Antik Tiyatroda gerçekleşecek olan Sıla konserine en önden ikimize bilet alarak, Bodrum'da doğum günü kutlamalarına start verdi..Bodrum'da yaşayan yakın arkadaşımız Sibel ile iletişme geçtim. Ve beraber de planımızı yaptık.


SİBEL& BEKİR

. Ahmet'le biz cumartesi yola çıktık. Geze geze Bodrum'a vardık. Çocukları da kayınvalide ye bıraktık..Özgür özgür Bodrum'a aktık.. Bodrum özgür insanı seviyor ve özgür insanı mutlu etmeye hazır.. Fazlası için... Bodrum Oasis'de Sibel & Bekir ile buluştuk.. Birer bira içip sohbet ettik..  Daha sonra onlar bizi Antik Tiyatroya bıraktı. Bekirin arabasına bindik ben ve Sibel.. Ahmet bizi kendi arabamızla takip ediyordu.. Bekir'in küçük Suziki üstü açık jipi vardı.. Üstü açık jiple saçlarımızı savurta savurta ilerlemek ne kadar keyifliymiş.. Yaşadığım ilklerden biriydi. Çok eğlendim Bekir'in manevralı aksiyon sürme tarzzı da heyacanlandırdı yani.. Düz giderken bir an direksiyonu sert bir şekilde sağa sola kırması. Beklenmedik anda olunca bizde arkada Sibel'le aaa efekti yapıyorduk..Şehrin ışıkları göz kamaştırıyordu. kapalı arabalarda görüş düşüyor.. Üstü açık ve arka koltuk ön koltuktan yüksek olunca .. Arabanın havası bizi hemen havaya soktu.. Mükemmeldi.. ben hep jiple safari yapanları anlamazdım. Bekir'in cipinden sonra üstü açık cip ile safari yapmanın keyifli olacağını da düşünüyorum.Trafik trafikkkk yollar yoğun.. Yazın küçük İstanbul oluyor Bodrum.

İyiki Doğdun Ahmeett..


. Ahmet sigara almadan AVM'den çıkınca yol üzeri bakkal da yoktu.. Konser alanına giremiyor sigarasızlıktan.. Aman Allahım bakınıp duruyor. Geriliyor sigarasızlıktan... Çözümde bulamadı... Ve ben duruma el koyup, yanımızda bayan sigara yakmıştı. ve paketi full idi.. hemen bir mazeret bildirme ve rica ile eşime 3 dal sigarayı temin ettik.Oh bee dedim.. ve Konser alanına girebildik. Sıla sahneye çıktı.. Şarkıları güzeldi. Ben şarkılarını çok bilmesem de Ahmet hayranı... samimi net bir duruşu vardı Sıla'nın.. Performansını da beğendim..Eğlendik..Ahmet en sevdiği sanatçı olunca parayı da kıymış ve en önden konser biletlerini almıştı. Ayrıcalıklı hissettim kendimizi... Tam bu hislerimin ortasında whatsappdan Sibel bana o an Sılanın söylediği şarkının sözlerini yazıp yazıp gönderdi. Ahmet'e dedim ki : bizimkiler yakın Sılanın şarkılarını işitebildikleri bir yerdeler sanırım dedim.. Sonra Sibel bana bir resim gönderdi. onlarda meğer ayrıcalıklı bir yerden konseri seyretmektelermiş.. Antik Tiyatronun en Tepesinden arkadan dolanarak güzel bir noktaya çimenlere uzanıp konserin tadını çıkarmaktalarmış.. Eeee ne de olsa Bodrum'lu onlar..Bodrum'un şifresini çözmüşler.. Bodrum'un Güzel bir konser oldu.. Konser çıkışı arkadaşlarla buluştuk..








Seyirtepeden seyredenlerden bir selfie..











 


Mandalina Bar'a gittik.. Orada gece 3'e kadar eğlendik... Sibel & Bekir çifti Ahmet için süpriz doğum günü pastası almışlar..Bara giderken Bekir'in elinde bir karton poşet vardı.. Ahmet sordu ne var bunun içinde niye elinizde poşet taşıyorsunuz dedi.. Ve kurmaca cevap şöyledi Sibel'den.. Topuklu ayakkabı giydimde, ayklarım ağrırsa dansdan sonra düz giymek için yedek ayakkabı dedi.. nerdeyse bende inanacaktım. Geçerli bir açıklama... Oysa içinde Ahmet'in pastası var yani.. Ayakkabı kutusu olsa i.inde hatta paracık dolu olsa , daha mı iyi olur du? Hayır hayır... Dostlarımızın biz düşünerek aldığı helalinden pasta daha tercih edilir.. Daha çok mutluluk verir..(:  Gecenin ilerleyen zamanlarında pasta ışıl ışıl geldi ve.. Ahmet'in doğum günü pastasını da Mandalina Bar'da yemiş olduk.Bol bol dans ettik eğlencenin dibine vurduk..Ve mekandan 3 civarı ayrıldık kiii. Çıkışda Bekir bir beye geçerken İyi geceler Baba dedi.. Bizde nezakaten Sibel ile şöyle kafa salladık iyi geceler dedik nazikçe.Ne de olsa Bekir'in tanıdığı selamsız geçmeyelim... İlerledik birazcık.. Bekir diyor ki.. baba adamdır.. Severim. Değerli bir şahsiyettir babadır. Falan kim ki o dedik.. Dedi ki Mehmet ASLANTUĞ.. Biz inanmadık ne de olsa selam verdik adama.. Yo yoo geri dönüp bakıcaz dedik.. Ama rahatsız etmeyeceğiz sanatçımızı.. evet evet biz sanatçıları rahatsız edecek tipler değiliz..Asla.. Aaa o da nesi gerçekden Mehmet Aslantuğ mekan sahibi ile sohbette.. Hemen bir resim çekilebilir miyiz? Önce Sibel ile ben .. Sonra Bekir&Ahmet.. çekildik. hayranlıklarımızı sevgi ifademizi belirttik. Nazik bir sanatçı.. tebessüm ediyor.. Sağolsun. Sibel daha önceden onun bir sinema filminde sahne almış.. Sibel ona kendini hatırlattı.Sağlık Ocağındaki çekim sahnesini konuştular..falan filan.. (:  Çok hoşuz biz ya... Ben ne sanatçılar gördüm.. Suratsız resim çekilmek istemeyen.. Mesela Ayşen GRUDA... Şimdi resim mi? çekileceğiz.. ama ben yemek yiyecektim dedi ya...... İçimi sıktı kadın üzdü beni.. Mesela o andan sonra onu sevemezdim... Mehmet Aslantuğ bir film yapsın hemen giderim..Nazik sanatçı... Hayran bıraktı tavrıyla edasıyla..








 Bekir dediki: arkadaşlar bu gece muhakkak denize gireceğiz.. Deniz suyunun en sıcak oluğu gece ağustos ortasıdır dedi.. ve Bodrum merkezdeki lüks otellerden birinin plaj kısmına gittik.Otelin adını unuttum.. Ama Sibelé bir SMS attım Otelin adını öğrendim  AZKA Otel. Hekese tavsiyemdir denenmeli.. Deniz sıg bir deniz ürkütmüyor da  :(  Denizde ışıklandırma vardı. Büyük spotlar denizi aydınlatmıştı. Açıkçası gece 3 de denize girebileceğimi hiç düşünmemiştim. Alkolun verdiği rahavet ve barın verdiği bir yorgunlukla isteksizdim.. Bekir'in evine gidip üstümüzü değiştirmiştik.. Bir anda bekir Ahmet atladı denize.. gel gel demeler başladı.. Sonra Sibel'de girdi.. Sonra yavaş yavaş girmeye çalıştım. O da ne dostlar... Deniz bir harika... Durgun.... Sessiz.... sakin... Ilık mı ılık bir su... Temiz.. gece bilee dibini görüyorsun.. Bekir çok çılgın bir arkadaş.. Denize gece 3den sonra girdik ama .. yüzdük eğlendik. Bir farklı deneyimde yaşadık.. Elimizde biralarla denizin altına burnunu sıkarak giriyorsun ve denizin altında ağzında bira şişesi. Deniz altında bira yudumlama keyfi... farklı eğlenceli bir deneyim... bazen ağzına yandan yandan denizin tuzlu suyu bulaşıyor.. Oluyor tuzlu bira... Epeyce kaldık denizden çıkmak istemedik yaani.. Işıl ışıl Bodrum kalesi.. Açıktaki Katamaran'dan gelen  müzik tınıları.. Hoş bir ambiyansı vardı..Gece devam ediyordu sabaha doğru.. Denizden kurulanıp çıktıktan sonra.. ver elini Kırçiçeği Restaurant... Bizim arkadaşlar pek artist.. Denizden çıktık saç baş ıslak.. ayakta terlikle iyi bir yere gitmeye çekinselerde Ahmet ile bizim çok umrumuz da değildi. Bizi kimse tanımaz orada..
Neyse güzelce sabah çorbalarımızı içtikten sonra biz Sibel'in evinde kaldık. Arkadaşım evini bize tahsis etti sağolsun.

.
Sibel'in evinden bir manzara... ve bizim eski arabamızda bir anı olarak kaldı bu resimde...Eski derken aslında yeni yani...


Biraz yattık ve 11'de kalktıktan sonra Kahvaltı için buluşup FarmVille'ye gittik. Açık büfe kahvaltı. Doğa içinde ... Güzelce kahvaltımızı yaptık. Kendimize geldik. Sohbet ettik.. Denize gidelim dese de arkadaşlarımız..Muğla'ya döneceğimiz için istemedik.. Bodrum merkezde dolaştık.. Beraber Kahve Dünyasında kahvelerimizi içip uzun uzun sohbet ettik.. Çok keyifliydi. Güzel bir doğum günü yaşadık. İYİKİ DOĞMUSSUN AHMET... dedim yani sevgili eşime.. sayesinde güzellikler yaşadık..Samimi iyi insanlarla güzel ortamlarda iyi vakit geçirmenin tadına da doyum olmuyor ... Doyamasak da Sibel & Bekir çiftinden ayrılıp evimize çocuklarımıza doğru yola çıktık.




































SİBEL&ŞÜKİ










Farmville kahvaltı keyfi açık havada..



Bu da gün bitimi selfimiz... 


Eve giderken Kılıç Balık marketden Çupralarımızı da alıp evimize aile saadetimize geri döndük. Hızlı yaşanan bir 24 saat, 10 yılımızı, zamanımızı, paramızı,ekmeğimizi,evimizi,iyi ve kötü günümüzü, sevgimizi aşkımızı paylaştığımız ve daha da paylaşacak olduğum sevgili eşim ve dostlarımla yaşanan bir güzellikti..


3 Kasım 2014 Pazartesi

DATÇA ## OVABÜKÜ KOYU ##







13.06.2014 tarihinde  10 kişilik grubumuzla bir hafta sonu Cuma akşamından Ovabükü Pansiyonda konaklayarak bir tatil yaptık..Sessiz sakin doğanın içinde güzel bir tatildi..Kaldığımız Pansiyon küçük şirin temiz bir aile işletmesi idi.Zaten arkadaşlarımız işletiyorlardı. O yüzden samimi bir ortamda rahatbir tatil geçirdik.
http://www.booking.com/hotel/tr/ovabuku-pension.tr.html?sid=57b407dcfabfd5d18be59136d9e744c9;dcid=1

the guardian gazetesi tarafından belirlenen türkiye’nin "en iyi 10 plajı"nda birinci sırayı alan, datça'nın cennet koyu. çevresindeki küçük lokanta ve pansiyonlarıyla birlikte plajının parlayan çakıl taşlarıyla ovabükü, datça yarımadasına gizlenmiş koyların en güzeli. imiş....


Cumartesi sabah 10 civarında kalvaltı yaaptık. Çocuklar havuza girdi. Bizde çam ağaçlarının altında havuza karşı çayımızı kahvemizi içip sohbet ettik. Çocuklarımızı izledik. Babalarıda eşlik etti. Bende girdim sonrasında havuza.. Öğleden sonra Hayıtbükü koyuna gittik. denizi güzel.. Kızgın kumlrdan ayağın yanaraak denize kadar gidiyorsun ve orada kalıyorsun. Isındığımız için su soğuk geliyor ve durakladıktan sonra suya atlama cesareti gösterip cupp suya. 2014 yaz sezonun yaaza ilk denize merhabası...Bu yıl böyle değişik yerlere bol bol ziyaret planlıyorum inşallahh..
Arkadaş grubumuz, annelerimiz ve çocuklarımızla kocaman bir aile idik. herkes ayrı bir renk ve..Renklerin ahnginde bir tatil oldu.. Doğada çok renkli idi..


Ovabükü Pansiyonda hamak keyfim....


Datçaya ulaşım sıkıntılı... virajlı yollar, uçurum kenarında ilerliyorsun. ama manzara muhteşem zaman zaman ormanlık dağ manzarası zaman sağın ve solun deniz bir boğazda ilerliyorsun.. değişik.. Datça merkezden sonra yollar daha da bakımsız daha da kıvrımlı daha da engebeli... Güzelim Kabaklar plajına gittiğin yol toz toprak ve taşlı... Turizmin olduğu en ücra köşelere kadar yollarımız asfaltlanmalı... Araba toz içinde yavaş yavaş langır lungur sallanmamalı... keyfimize keyif katmalı ulaşım... O bozulmamış doluşulmamış sakin doğalar... cennet gibiydi...






Hayıtbükü




Datça tatili bitimi Mavi Pidede yemek molası... Patlıcanlı pide yemişti bizimkiler ve beğenmişlerdi.