3 çocuk annesi
olmakla ne kadar mutlu olduğumu belirterek hikayeme başlamak istiyorum. Çünkü
hikayemin başında olaylar biraz farklı seyrediyor. Ama sonu muhteşem. Sonu
benim başarım.Huzurum. Hayatım..
7 Aralık 2016’da rahim ağzı ameliyatı oldum.
Ameliyattan sonra da normal adet döngüm oldu. Bir sıkıntı yoktu tabii ki. Şubat
ayındaki döngü gecikene kadar. Bu arada ben biraz kilo aldım ve her akşam
zumbaya başladım. Bir hafta diyet yaptım ama baktım hiç kilo kaybım yok. Bir ara sabah
Bir gün bir
arkadaşım kadınlar tuvaletinde Şükriyecim…Sen hamilemisin? Senin gibi ince
yapılı bir kadının durup dururken kilo alması beni şaşırtıyor. Yanlış anlama
ama senin popon büyüdü hayatım dedi bana… ben bir anda dona kaldım.. Ahmet e
anlattım akşam eve gelince.. Vede hemen eczaneye gitti. Gebelik testi aldı.
Hemen yapmadım ama … Çocuklarımı yedirdim içirdim, yatırdım ve sonrasında
yaptım. O da ne gerçekten çift çizgi.. Ertesi sabah hemen Dr. Taylan Beye
gittik. Gittik ki ne görelim. Bir oğul varmış karnımda ve ilk gördüğümüzde
hemen el kol havada kıpır kıpır idi. 13 hafta 5 günlükmüş. Şok olduk.
Planlamamıştık. Süprizdi.
Bebek rahmimde 2
aylıkken (8 haftalıkken) ben rahim ameliyatı olmuştum. Ve doktor görmemiş
bebeği. Öncesinde röntgen filmi, karından emar, sonrasında kuvvetli antibiyotik
ve ağrı kesici kullanmıştım. Yaşımda olmuş 39. Sağlık Bakanlığı 35 yaş üstü
gebeliği, riskli gebe olarak izlem yapıyor. Miyomum da var. Yeni ameliyat
olmuşum. Bebeğimde risk olur mu ? Engelli bir durum olur mu diye endişelendik. Sonra
benim karın 4. Kez aynı yerden kesilecekti sezeryan olacağım için.Kadınsal
sağlık sorunlarım...Haliyle ne yapacağımızı bilemedik. İzmir’e bir kadın doğum
profesörüne gittik. Muayene olduk. Doğurabilirsin dedi oda. Takibini iyi
yaparız dedi. Dr. Taylan beyin de önerdiği genetik testini profesör de önerdi.
O gün İzmir’de özel bir laboratuara kan verdik bir tüp. Bebekteki genetik
riskleri anormal bir durum varsa % 99 çıkan bir testmiş. 2100 tl. Londra’da
yapılıyormuş analizi. O kanı verdik. Ve sonucunun 1 hafta sonra geleceğini
söylediler.
İzmir’den
dönerken Kısıkköy’e uğradık ve moral olsun diye yeni koltuk yakımı ve yemek
masası sandalyesi aldık. O kafa karışıklığında bir de mobilya aldık. Doğurunca
ben güzel güzel oturayım diye. (:
Hamile olduğumu
öğrendikten sonra Ahmet ile içimizde 24 saat fırtınalar kasırgalar esti esti,
kah şaştık, kah eh dedik. Çok uzun sürmedi.24 saatin sonunda bebeğimizi kabullendik.
Allahın takdiri dedik. Tutunmuş hayata gelmek istiyor. Onca yaşanan ameliyata,
spora, kar kayağına, bisiklet binmelere, hayatın koşuşturması içinde yaralı
rahime rağmen düşmemiş; hayata tutunmuş. Bir de bu durumlara şaştık. Güçlü bu
bebek dedik. Saklanmış yaramaz diye gülümsedik..
Endişeli bekleme
1 haftanın ardından belli oldu ve bebeğimde hiçbir problem gözükmüyordu. Çok
şükür.. Çok sevindik. İçimiz rahatladı. Huzurlu bir gebelik süreci başladı
nihayet benim için. Artık mutluyduk. Korkular yok oldu.
Tabi hamilelik
süresince benim miyom büyüdü büyüdü. Dev bir deve kuşu yumurtası kadar olmuş.
12 cm çapına varmış. Hamileliğim her şeye rağmen çok kötü değildi. Kendim
karakter olarak güçlü olduğum için tıslaya tıslaya her işimi yaptım.
Çocuklarıma , evime, işime, eşime yettim.
Ve günlerden 25 Temmuz 2017 . Allah yukarda can korkusu yaşıyordum.
Korkudan güzel şeyler hayal edememiştim. Doğum zamanına gelelim…Her doğumda
olduğu gibi yine bir ameliyathane sendromum vardı. Dr. Taylan bey karın aynı yerden
4. Kez kesileceğim için risklerimi anlattı. Anlatmak zorunda hekimler çünki.
Kanama riskimin olabileceğini ve de kesi yerinin dördüncü kez deformasyonundan
dolayı dikiş tutmama olasılığını anlattı. Rahmi kaybedebilirisin de dedi. Artık
rahimle işim kalmamıştı. Hatta siz direk bebekten sonra alın dedim. Yok dedi, o
o kadar kolay değil, riskleri var. Zorunlu hale gelirse ancak öyle alınır dedi.
Ameliyat da söz vermeyeceğim ama duruma göre miyomunu alırım dedi.Eğer ki saplı
ise dedi. Ben miyomum saplı olsa da hoop doktorda seze yanda kesip alsa da
kurtulsam diye dua ettim.
ve dev miyomum. |
Canım bebeğim Batu |
Korka korka
titreye titreye girdim ameliyathaneye. O korkuma rağmen genel anestezi
istemedim. Gözlerimi yummak istemediğim için, spinal anestezi oldum. Ve nihayet
minik yavrum dünyaya geldi. Sesini duydum. Her bebek gibi ağladı. Bembeyaz
yağlı yüzü.. Bir gördüm ve annelik hissim otomatik yükleme yaptı
kalbime..Mutluydum. Ve sezaryen sırasında hep başımda duran genel anestezi doktoruna
lütfen beni uyutma diye sürekli uyardım. Çünkü bebekten sonra 2 kadın doğum
doktoru benim rahmime yapışık olan dev miyomu kazıyıp aldılar. Ameliyat tavan
lambasında her şeyi görebiliyordum. Doktorların aralarında konuştuklarını
duyuyordum. Karnımın bir o yana bir bu yana çekiştirilmesini hissedip, içimin
dışına çıktığını hissediyordum. Bu durumları herkes hissediyor. Ve bazıları bu
yüzden uyuşmadığını sanıp, panikleyip bağırarak uyumayı tercih ediyorlar.
Dayandım. Bazen böyle içim akıp gidiyordu bayılacakmışım gibi. Beyin gücümle
sakinlemeye çalışırken, anestezi doktoru sakinleştirici verince bana daha bir
halsizlik, ve baygınlık hissi çöküyordu. Doktora bir şey demek istesem de
konuşmaya halim kalmıyordu. Böyle böyle 1 saat 15 dakika kaldım ameliyathane
de. Nihayet çıkış zamanı geldi çok şükür odama gittim. Ama odamda bebeğim yoktu
kuvözde imiş. Doğum anında su yutmuş o yüzden almışlar. Sonra geldi emzirmeye
çalışıyorum. Azıcık emince yoruluyor bırakıyor. Hemşire fark etmiş emzirme
eğiti sırasında sık solunum yapıyormuş. Çocuk doktoruna söylemiş. 24 saat yoğun
bakım bebek kuvözünde yattı. Akciğerlerine su kaçtığı için sıksık aspire
ettiler. Sütümü sağarak verdik ilk gün. Yeterince beslenemedi. Serum yediği
için mama yada su vermedim. Keşke verseydim. Ege gibi Batu da sarardı. Sarılığı
çok geç geçti. Yüksek derecede olmasada bile. 8 bilirubin de geç beyazladı
çocuk 2 buçuk ayımızı aldı. 2. Ayında bir daha özel bir test yapıldı sarılıkla
ilgili. Uzun süren anne sütü sarığı falan dediler.
Ama hayatımda 5
kez ameliyat oldum. Ama ben bu seferki gibi bir gaz sancısı bilmiyorum.
Yatamıyorum. Yatınca iç organlarım boğazıma doğru bir basınç yapıyor. İç
sancımdan ölüyorum. Yattığım yerden kalkamıyorum. Doktor gez dedi yürü dedi.
İlk günden başladım gez gez. 2. Gün hastanenin bahçesinde yarım saat yürüyüş
yaptım. Yok böyle bir gaz. Azıcık gaz çıkıyor ama rahatlamak ne mümkün. 3. Gün
gece neyse o şiddetli gaz sancısı da geçti.
Bende saçıma
bantlar, Pier Cardin loğusa pijamaları, makyaj çantam falan. Güzel güzel resimler
çekilmeyi hayal ederken ben. Darmadağın oldum.
Bebeğimde
kuvözde doktor dedi ki bebekte üfürüm var dedi. Bir an içim gitti acıdan. Eyvah
bebeğim engelli mi olacak diye çok koktum. Fakat ilerleyen zamanlarda çocuk
kardiyojisine gittim ve bebeğim deki üfürüm kapanmıştı ve ciddi bir durum
değildi. Rahat bir nefes aldık.
Hayatta 3 çocuk
hayal edemezdim. Allahıma çok şükür ediyorum. Sağ salim sağlıklı bir bebeğim
olduğu için. Her yattığı odaya girdiğimde bir bebek huzuru. Bir masumiyet..
Sonsuz huzur .. ve dinginlik hissi geliyor bana. 3 çocuklu olmak çok mutluluk verici.
Yavrularımı çok seviyorum. Onlarla mutluyum. Ege , Nilsu ve Ahmet de Batu’yu
çok seviyor. Eve huzur ve sevgi getirdi bebeğim. İyi ki gelmiş Batu Bebeğim. Onlar
benim ve Ahmet’le bizim eserimiz. Bizim genlerimiz. Diliyorum ki Allah’dan
çocuklarım önce kendilerine sonra
bizlere ve ülkemize ve dünyamıza faydası olan mutlu bireyler olur inşallah. Şu
anda evde doğum iznindeyim. Gündüzüm gecem çocuklarıma yemek yapmak, onların ve
bizim yaşam alanımız olan evimizi temizlemek, onların kıyafetlerini yıkamak ve
ütülemek, onlarla ilgilenmek konuşmak resim yapmak, Ege’nin okul hayatını takip
etmekle geçiyor. Yaşam hedeflerim.. Canlarım. Mutluluk sebeplerim… Çocuklarıma
ve tüm çocuklara sağlıklı, mutlu başarılı yıllar diliyorum.
annem ve kardeşimle |
çocuk misafirlermiz kuzenler
Babane, amca yengemiz ve Begüm |
çocuklarımın evdeki ilk resmi |
Doğumdan sonra annem ve ben |