Biz üç idik dört olduk derken beş kişi olduk. Ne kadar da hoş olduk. Beşli ailenin hayatından yansımalar. Gelecekte pc üzerinde kısaca hayatımızdan kesintiler içeren sayfamız.. Kendimiz için yaptık.(: Toplumsal mesaj içermemektedir.
7 Aralık 2010 Salı
YEĞENİM EMRE SEHA
Emrecim şu an dökülmüş şaçların annen öyle dedi. Ama o dik saçlarına bayılıyorum. Canım benim. keşke yakında olabilseydinizde arada sevebilseydim seni. Çok tatlısın bebeğim...Bu resmin birazcık eski.. Son halin elektronik ortamda yok canım.. Ama annen den istiyeyimde eklemeler yapacağım blogumuza senden de...
BÖCEKLER SENİ ISIRMASIN! (Faydalarından Biri)
3 Aralık 2010 Cuma
CANIM YAVRUM
1 Aralık 2010 Çarşamba
ALIŞKANLIKLARINDAN VAZGEÇEMEYEN OĞLUM
20 Eylül 2010 Pazartesi
FİLİZCİĞİM TEBRİKLER ANNE ADAYISIN.
3 Eylül 2010 Cuma
KREŞİN İLK GÜNÜ
1 Eylül 2010 Çarşamba
EGE YARIN KREŞE BAŞLIYOR...
Ege'yi psikolojik olarak kreşe çok güzel alıştırdık son günlerde.
- Kreşde arkadaşların olacak
- Seninle ilgilenecek öğretmenin, ablan olacak
- Oyuncaklar var orada çok çeşitli
- Oyun parkı var, kaykay, salıncak var.
- Küçük tuvaletler vara orada çişini yapacaksın
- Uyku odası var arkadaşlarınla uyuyacaksın
- Küçük masa va sandalyeleri var orda arkadaşlarınla yemeğini yiyeceksin diyoruz.
- Ceren, Yiğit,Kaan da o kreşdeler diyoruz. Ki tanıdığı çocukların orda olmaı ve onların adının geçmesi bile Egeyi çok rahatlatıyor
Kreşi ilk görmeye gittiğimizde Arkadaşımın kızı cereni gördüm koridorda tutup sarıldım ve Seni gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim dedim. Gerçekden çok rahatlatıcı.Arkadaşlarımızın çocuklarının orada olması. oyun bahçesinde Cereni orda gördüğünde Ege sevinecek biliyorum..
Çok seveceksin diye diye alıştırdık. Hergün anne kreşe gitcem ben diyor. Ve yukarıda yazdıklarımı bize oda sayıyor.Şimdilik her şey yolunda. Olay yarın kreşin içine girip orada ağlamadan kalabilmesi ve mutlu olabilmesine bağlı. Kreşe ilk günler babası bırakacak. Çünki benden ayrılırken mutlaka ağlar. Her sabah ben erken çıkıyorum benim arkamdan ağlıyor ne kadar konussam anlatsam da fakat babasına güle güle baba. işe işe diyor. İyi işler diyebiliyor .Bana güle güle yerine gitme anne diyor. Bu durum hem beni hem onu üzüyor.
Yarın sabah babssı bırakacak. kreşi gezdirip, hacer öğretmei ile tanıştıracak.Ve babası Egeyi orada bırakıp ayrılacak. Ege belki babasının arkasından ağlamaz. Ama çok farklı bir ortam umarım yadırgamaz.
Kreşimiz belediye kreşi olması nedeni ile oyun bahçesi çooookk büyük. Bina büyük ferah.Sınıfı çok büyük. Sınıftan balkona açılan kapı var. balkon güvenli demir parmaklıklı. otobüs garajına bakıyor. Araçları izler canı sıkılınca. Arabaları seviyor. En çok traktör sever aslında da. Oda burada yok. belediye çocukların beslenmesine çok önem veriyormuş.Yeme de içme de özel kreşlere göre daha bolkörlermiş. Henüz yemek listesi bende mevcut değil. Fakat arkadaşlarımızın çocukları orada. herkes memnun.
Vee 10 kişilik Egenin sınıfı. Mevcut çok iyi. Kaliteli ilgi ve bakım alıcağımızı düşünüyorum.
Sakaryada özel bir kreş görmüştüm. Sınıflar hem 17 kişilik hem odaların hacmi ve bina, bahçe çok küçüktü.Kreşimizin fiziksel şartları mükemmel.
Eğitim sezonunda stjer ablalar geliyormuş. Onlar olduğunda 2 çocuğa bir stajer abla düşmesine ne demeli..Olağanüstü bence. Benim oğlum ve sınıf arkadaşlarının henüz beslenme, tuvalet,uyku vee bol sevgiye ihtiyacı var. Çok da eğitim alacakları, etkinlik yapabilecekleri bir durum yok.Güvenli ve ilgili bir barınma ortamı olacak kreş. benim şimdiki beklentim bu. Eğitim ilerleyen yıllarda beklentim haline gelebilir.Elbette birlikte yaşadıkları için grup ruhu, paylaşma durumları,(belki arkadaşları yediği için hiç yemediği sebze yemeklerini yiyerek ) beslenme eğitimi kendiğinden çocuklara kazandırılmış olacak kreş ortamında..
Bizim kreşimizde özel bir izleme programı varmış. İnternet üzerinden online değilde. Programı kurarak sadece ebeveynlerin izlediği bir izlem ortamı. Onlar şeffaflıktan rahatlık duyduklarını söylediler.
Egenin öğretmenide iyi bir bayan ilk izlenimim. üstelik anneymiş. Hoşuma gitti.Hacer Hanım da..
Haydi hayırlısı diyorum Ailemiz için bu yeni yaşam ortamımıza.Canım bebeğim inşallah mutlu olursun kreşinde.
19 Ağustos 2010 Perşembe
Deryanın düğününden kareler
Ahmetin dayı kızı English teacher Derya.. Kuşadasında deniz manzaralı bir otel bahçesinde güzel bir düğünle evlendiler. Mutluluklar dileriz..
Kuşadasındaki düğünden bir resim.
Haydaaa hooop ahmet ..yandan canım yandan.. (: Pek de oynaktır...
düğünün sonunda yorgun düşen Egecim ve kuzeni Beril iki sandalyeyi çekerekden yaptığımız yatakda uyurlarken. Şunların güzelliğine masumiyetine bakın..Maşallah her ikisinede. Çok tatlılar..
Denizli Acıpayamdaki düğününden
18 Ağustos 2010 Çarşamba
EGENİN DURUŞ VE YÜRÜYÜŞÜNDEKİ ESNEKLİK.. (YUMOŞUM)
duruşu da dik bir çocuk değil. Omuzlar biraz düşük.. bence gayet sağlıklı oğlum var. Fakat çevrenin ayyy bu çocuk yorgun mu.. ayyyy bu çocuk niye böyle yürüyor demelerinden sonra ..Doktora gitmeye karar verdim ansızın ve dün bütün gün Kocaeli Devlet hastanesinde idik.
İlk önce"Sağlam Çocuk Polikliniği" çocuk gelişim uzmanına gittik.Bir çanta çıkardı içinde küpleri, topları , bebekleri var..oyuncaklarla oğlumu test etti. 2cm karelik küpleri üst üste koymasını söyledi. İnce motor testinin bir parçasıymış.. küplerde gerçekden küçük. bizim evde üst üste koyabileceği kovaları var.Kovalar gayet büyük..
kaba motor hareketlerinde topa vurma hareketi okey ama ege 2 ayağı ile havaya zıplayamıyor. zaten çok zıp zıp değil benim oğlumun yapsı sakin..merdivenleri bağımsız tek başına çıkması gerekliymiş. ege kişilik olarak çok sağlamcı.. annesi gibi hiç risk almayan bir çocuk. Düşme riskini bildiğinden merdivenleri her zman tutunarak çıkar, tutunarak iner.merdiven testinden de kaldık. ama sonrasında mecbur bıraktım egeyi merdiveni bağımsız inebiliyormuş.. gördüm.. bende düşer diye merdivede çocuğu bağımsız çıkmaya teşvik etmemiştim..Eksik noktarımızı öğrendik.. eksikliklerimizi çalışarak geliştireceğiz.
Denver II TÜRKİYE STANDADİZASYONU diye bir formda çocuğun ayına göre belirlenen kriterler değerlendirildi.
Dil gelişiminde konuşmayı gayet iyi seviyede çıktı.oyunak bebeğin dört uzuvlarını göstermesinisöyledi ve gösterdik. yönergeye uyumda küpü "masaya koy" koydu.yere koy dedi.koamadık. anneye ver dedi. Uzmandan alıp bana verdi. yönergeye uyum başarılı..çeşitli karakalem resimlerinden hayvanları sordu. hepsini söyledi..
Kişisel sosyal gelişimde de evde bana basit işlere yardım etmediğini sordu.. egecim benimle süpürge, pas pas, kek, yemek karıştırma, toz alma, babasıyla tamir işleri yapıyor. okey geçtik.çatal kaşık kullanma da bağımsız geçtik.adını soyadını söyleme geçtik.
tek sorun bence zıplamıyoruz. Ama en kısa zmanda zıplatacağım oğlumu(:
çocuk gelişim uzmanı çocuk doktoruna sevk etti. muayene olduk bir problem çıkmadı. tahlil istedi. Acana kansızlık olabilirmi, kansızlık halsizlik yapar belki yürüme tarzı o yüzdendir dedi. demir kanı gayet iyi çok şükür .Bir tek allerjik durum çıktı. allerji için şurup verdi. 1 ay kullanın dedi belki allerjiden dolayı halsiz bir durum çıkmış olabilir dedi. okey dedik. ve bizi nörölojiye sevk etti. Nörolog refleks çekici ile muayene etti. çıplak ayak yürüttü. Hormon testi ve biyokimya testi istedi. kas enzimlerine bakmak için. egenin 2 kolundan ayrı ayrı 3 tüp kan verdik malesef.. tabikkkiii ağladı.yavrum ama hepsi onun iyiliği içindi..neyseki her şey normal sonuç itibari ile .fakat nörölog bir de ortapediye gitmelisiniz dedi. onu da bir ara çalıştığım hastaneye getireceğim..
Ege bebekliğinden beri sünger bobum benim. her zman esnek ve yumuşak bir dokunuşu var. hala bebeksi bir tene sahip. baby face yüzlü erkek derler böylesine. Kız güzeli benim oğlum . 41 kere maşallah tüü ttüüü . Annenin nazrı değmesin sana Canım bebeğim. Bol bol parka gidice zbundan böyle ve top oynayacağız. gelişim uzmanının reçetesinde bunlar vardı(:
bu durumu paylaşmammın sebebi de malum belki birilerinin işine yarar. tecrübe yani..
9 Ağustos 2010 Pazartesi
NEDEN BU KADAR ÇOK AĞLIYORSUN BEBEĞİM?
Alt kısımda bir siteden alıntı yaptım. Çok da mantıklı ve bilimsel bir yazı. orada yazan kriterlerede çok dikkat ettim ama. arada ağlamasına teslim olmadım değil..arada özyaşlarına yenik düştüm. Hiç mi esnememeliydim. anne yüreği bazen kıyamıyor işte.
Ağlayan çocuğa nasıl davranmalı?
Ağlayan çocukları susturmak için yapılması gereken en etkili yol, çocuğun dikkatini başka yöne çekmektir.
Bebekler isteklerini ağlayarak bildirirler. Ağlayan bebeğin bir ihtiyacı olduğunu anlayan anne, hemen bebekle ilgilenir ve sıkıntısını giderir. Ama bebeklik döneminden çıkmış çocukların da isteklerini ağlayarak belirtmeleri doğru değildir.
Çocukların isteklerini konuşarak bildirmeleri gerekir. Anne-babalar olarak çocukların ağlamaları karşısında takındığımız tutum çok önemlidir. Çocuğun bir isteğini yapmadığımızda çocuk ağlamaya başlıyor ve daha sonra o isteğini yapıyorsak çocuğa "senin isteğini yapmam için senin ağlaman gerekiyor" mesajını vermiş oluruz. Bu duruma alışan çocuk da tüm isteklerini ağlayarak anne-babasına yaptırır.
Anne-babalar çocuklarının isteklerini ya hemen kabul edecekler ya da hiçbir şekilde kabul etmeyeceklerdir. Çocuklar ne kadar ağlarsa ağlasınlar, kararımızdan dönmemeliyiz. Böylelikle çocuğumuzun ağlamalarını önlemiş oluruz. Çocuklarda "ne yaparsam yapayım, anne ve babamı kararından vazgeçiremem" düşüncesini oluşturmalıyız. Örneğin baba evden çıkarken çocuk 'Beni de götür' dediğinde, baba da 'Olmaz, götüremem' diyor. İsteği yerine gelmeyen çocuk ağlamaya başlıyor ve 'Hadi bugünlük biraz gezdirip getireyim, çocuğun gönlü olsun' diyor. Bu durumda çocuk gözyaşının gücünü kullanıyor ve isteklerini ağlayarak yaptırıyor. Babanın evden çıkışında her zaman çocuk ağlayarak yaygarayı basıyor. Çünkü ağlayarak iş yaptırtmayı çocuklara biz öğretiyoruz. Şimdiye kadar çocuğumuz ağlayınca kararımızı değiştirdiysek, geçici bir süre zorlanırız; ama uzun süreli kararlı duruşumuz çocuğumuzun ağlayarak isteklerini yaptırmasını önleyecektir.
Ağlayan çocuğa kesinlikle "ağlama" denmemelidir. Ağlayan bir çocuğu kucağa alıp 'Ne oldu sana, gel bakayım, kim ne dedi sana, kim kızdı sana, ağlama sen, ben kızarım onlara vb.' şeklinde sözler söylenmesi çocuğun ağlamasını durdurmaz, aksine yüz bulan çocuk daha çok ağlar. Ağlayan çocuğun dikkatini başka yöne çekin.
EGE TATİLDE 2010
HOŞGELDİN EMRE SEHA BEBEK
31.07.2010 sabahı ansızın hala oluverdim arkadaşalar. Beklenen doğum tarihinden önce hayata merhaba dedi Emre Seha.. Veeee Hala oldum..Sevgili oğlum bebek Emreyi çok sevdi.. bebeğin adı ne dediğimizde..Adını da söylüyor..emmmrrree diye uzataraktan.Çok tatlı,sağlıklı bir yeğenim oldu.. iyi bir hala olacağım Emrecim..Emrecim ahdım var..resmiyetde var olup da hayatımızın içinde olamayan etkisiz eleman halama inat.. Seveceksin beni.. bende seni. ve diğer kardeşlerimin de doğacak bebeklerini dört gözle bekliyorum..hayırlısı..
Emrecim sana annenle, babanla sağlıklı ve mutlu güzel bir hayat diliyorum..
İyiki doğdun..
2 Temmuz 2010 Cuma
YENİ YAŞAM YERİMİZ İZMİT
10.06.2010 tarihinde Kocaeline taşındık. Evimiz güzel oldu deniz manzaralı..Egecim yeni evimizi çok sevdi. Balkondan gemileri izliyoruz. Arabaları, çöp kamyonlarını rahalıkla görebiliyor.Gayet keyfi yerinde. Babanesi ile beraber bütün gün. İyi de anlaşıyorlar. Egeciğimin keyfi yerinde. Babanesi memlekete dönünce kreşe başlayacak. Bakalım uyum sağlayabilecekmiyiz. Küçük çocuklar yada bebekler Egeye dokunsun. Dokundukları yeri kendi kendine tokatlıyor. çok kızıyor.Eltimler bizde 1 hafta kaldı. Berille arası gayet iyi idi.Beril 5 yaşında. sakin mizaçlı bir kız. Egeye dokunmuyor. O yüzden uyumluydu. Fakat Begüm cimcime bir kız. Egeye dokunukça oğlum gerildi. Zaman Zaman Begümlede oynadılar tabi. Sözle seviyormusun diyorum. Egecim evet seviyorum diyor.
İzmite çok çabuk adapte olduk..Evimiz, işimiz hayatımız yolunda şimdilik. haydi hayırlısı bize..
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanıİbrahim KARAOSMANOĞLU ile doğa yürüyüşü parkurunda yan yana yürüdük. Azıcık da sohbet ettik. Çok sevimli ve espirili bir adam. Sevdim kendisini..Haaa bu arada Ahmet de ilk kez yürüyüş yapmış oldu ömründe...
23 Nisan 2010 Cuma
23.04.2010 Çocuk Bayramı
DOĞUM GÜNÜMÜZDEN YANSIMALAR
9 Nisan 2010 Cuma
BUGÜN DOĞUM GÜNÜMÜZ
09.04.2010 bugün oğlum ve benim 3. kez birlikte kutlayacağımız doğum günümüz. 09.04.2008 de Ege dünya ya merhaba dedikden sonra ilk gecede ortak doğum günü pastamız kesilmişti. Mumları ben üflemiştim 2 yıldır . ama daha mum üfleyemem sanırım. O keyif oğluma ait artık. iyi ki doğurmuşum..Dünya tatlısı , çok yakışıklı bir oğlum oldu.Egeciğimi her anne gibi bende çoşkuyla seviyorum. egede beni seviyor..Babasınıda çok seviyor...
Bu akşam ortak pastamızı keseceğiz. heyacanlı ve dolu bir gün..Anlamlı..Mutlu..
Akşama 3 aile geliyorlar . 2 arkadaşı olacak oğlumun..Umarım iyi bir gece yaşarız..
Daha sonra doğum günümüzde yaşananları paylaşırız.
Doğum günü pastamız çok özel bu arada. benim ve oğlumun resmi..aynen yukarıdaki resim gibi..
resimli pastayı kesip nasıl yiyeceğiz onu bilmiyorum işte..
4 Mart 2010 Perşembe
Ege ve amcasının çiftliği
3 Mart 2010 Çarşamba
01.02.2010 Erol Dayısının Düğünü
Çocuk yaşlardan beri birbirlerini seven kardeşim Erol ve Fadime nihayet 01.02.2010 tarihinde dünya evine girdiler.Bizde,onlarda huzura erdiler..Güzel bir hayat onların ve hepimizin olsun.. Onların düğününde Ege ve bizlerden bir kaç resim yayınlıyorum..
erol dayısının düğünündende Egecim daha çok eğlendi. diğer Hasan ve Yusuf dayısının düğününde ağlamakla geçmişti düğünlerimiz. hiç eğlenemedeik desem yeridir.
Egenin dedesi efe oynarken.
hasan dayısı ve Sezen yengesi..
Yusuf dayısı ve gülşah yengesi
Küçük sevimli bir köpek yavrusuydu..
işte bu kadar el kadar bir yavruydu.
Egeyi parka götürdüm Filiz ile öğleden sonra idi. Parka girer girmez küçük bir köpek yavrusu gördük.. sevmeye gittik. Egenin paçasında dolanıyordu.Ayakkabılarını dişliyordu. Ege de gülüyordu eğleniyordu. Bir anda hafif korku ile karışık bir acılı yüz ifadesi oluştu. Filiz dedi ısırmış olabilirmi?
Olabilirdi hemen kaptım Egemi kucağıma. Ege sustu anında ve uzaklaştık.Salıncaklara geldik.. Şüphelendim acaba o el kadar minik köpek yavrusu oğlumu dişleyebilmişydi..
Parkta kotunu, kilotlu çorabını çıkardık ve ayak bileğinin üzerinde toplu iğne başı kadar hafif deride tahrişat vardı.. Eyvah dedim..
Egeyi kuduz aşısımı yaptıracam..
hemen doktoru aradım. Doktor Bey keinlikle riske atamazsın. 3 doz aşılanacak dedi.
Bir yandan içim deki ses köpek sağlıklı korkma diyor. Bir yandan riske atamazsın bebeğini. ya bi şey olursa diye korkularım başladı. Köpek ve sahibi yakınlardaydı ve.Aşılımı diye sordum. henüz yavru bebek olduğundan aşılanmamış. tedirginliğimi paylaştım. veterinere götürüp bize bilgi vereceğini söyledi. cep numaramızı alıp verdik. veteriner köpek sağlıklı demiş.Çocuğunu şılatmasına gerek yok demiş. ama ben hala kuşku ile yanıp kavruluyorum. Mukozalı derin bir ısırık değil . Yüzeysel bir temas olmuş. 2 saat sonra neresi olduğu belli bile değildi.Köpeği takip edicem 10 gün sonra köpek iyi ise zaten problem kalmamış olacak inşallah. minik sevimli bir köpek yavrusunu sevmenin bedelini kuşku ve korkuyla ödüyorum. şu an 10 günü atlatsak..Köpek iyiyse problem kalmayacak..
Kuduz riskli temasın da hiç şakası ve geri dönüşü olmayınca.Bundan kedi ve köepeğe yaklaşırken ya dikkat edicem yada böyle durumda direk aşılatmalıyım ki içim rahat etsin. Egecim 3 doz iğne ağrısı ve korkusu çekmesin diye sağduyum ve köpek sahibinin veteriner sağlıklı dediği beyanı üzerine aşılatmadım..
İşte böyle arkadaşlar.. Allah korusun Egeciğimi ve bütün çocukları...